Kızılcabölük’te eskiden görücü usulüyle evlenilirdi. Uzun savaşlar, ailelerin çiftçilik ve hayvancılıkla geçinmeleri erken evlenmeyi zorlamış ve kalabalık aile yaşantısı vardı. 1950’li ve 1960’11 yıllara kadar oğlan 16-17 yaşına gelince evlendirilirdi Aile kız aramaya başlar. Oğlanın beğendiği kız varsa sorulur, aile beğenir, uygun görürse istenir. Genellikle ana ve babanın istediği kız oğlan beğense de beğenmese de alınır. Oğlanın görüşü sorulmazdı. Bu kızlar da akraba veya komşu kızları olurdu. Oğlanın kızı görmesi veya tanıması önemli değildi. Eşini ancak gerdek gecesi görürdü.
Kız oğlan tarafından, ailece beğenilir, karar verilirse, kız evine bilgi vermek, duyurmak için iki ailenin tanıdığı inanılır, güvenilir bir kişi elçi olarak gönderilir. Oğlan evinin isteğini kız evine bildirir. Birkaç gün sonra tekrar geleceğini söyler. 2. gelişinde kız verilmeyecekse durum bildirilir, bu konuda tekrar gelmemesi söylenir. Kız verilecekse 2.gelişinde daha samimi durulur. Tekrar gelmeleri istenir. Daha sonraları oğlan yakınları ile gelirler. Kızın verileceği, söz verem ve nişan günleri konuşulur. Bu arada kıza takacakları takılar da istenirdi. Bazı aileler çok takı istedikleri için oğlan evi bunu yapamazsa, bu iş kalır. Başka kız istenirdi. Kabul edilirse gelip, gitme sürerdi.
Söz alma günü belirlenince, o akşam oğlan yakınları ve akrabaları kız evine giderler, sohbet edilir, helva, fındık, fıstık yenir, getirilen hoca kuran okur. Böylece söz alınmış olur. Gelen konuklar taraflara kutlar. Artık kız verilmiştir.
Düğüne yakın nişan yapılır. Nişan kız evinde olur. Oğlanın yakınları ve komşuları davet edilir. Kız evine gidilir. Gelen akı:aba kadınlara geline takı, (altın, bilezik ve para) takarlar. Takılar takınca tellal olan bir kadın kimin ne taktığını bağırarak duyurur. Nişandan sonra artık düğün yakındır. Hazırlıklar hızlanır. Bu arada kız ve oğlan yakınlarının ve komşularını düğünü olur. Bu düğüne oğlan anası gelinliğine götürür. Kız burada oynatılır. Kız oynarken oğlan anası altın takar. Böylece kızın nişanlı olduğu herkese duyurulmuş olur. Başkaları istemez.
Bayramlarda nişanlı kızlar arkadaşlarıyla topluca bayram yerine toplanır ve gezerlerdi. Oğlanlar da kızlar gibi arkadaşlarıyla topluca gezerlerdi. Gezerken nişanlı kızın grubu, oğlana karşılaşınca, bir kadın oğlanı çağırarak gel nişanlını götür der.
-Ahmet, gel Fatma’yı götür.
Oğlan o zaman arkadaşlarından ayrılır, kendini çağıran kadına bir miktar para verir. Bu para ile kızın arkadaşları helva, çerez alıp yerler.
Düğün yaklaşınca taraflar birbirlerine elbise ve hediye alırlar. Buna pırtı görme denir. Oğlan tarafı gelinliğe, anasına ve babasına giysi alırlar. Kız, tarafı da damada, anasına ve babasına giysi alır. Ayrıca taraflar gerekli ev eşyaları alırlar. Hazırlıklar tamamdır.
Günümüzde oğlan beğendiği kızı almakta. Bazıları konuşarak anlaşarak almaktadır. Oğlanın beğenmediği kız kesinlikle alınmaz. Beğenilen kız evine, duyurulur, söz alınır, nişan olur.
Artık düğün başlamıştır. Hafta boyu kız ve oğlan evinden yemek yenir. Geceleri saz çalınır oyunlar oynanır. Kız evinde geceleri kızlar toplanır oyunlar oynar, eğlenceler düzenlenirdi. Çarşamba günü kız evinde çeyiz serilir. Kızın eşyaları düzenli bir şekilde asılır düğüne gelenler hem oynar, eğlenir, hem de bu eşyalara bakarlardı. Buna çeyiz denir. Oğlan evinde çarşamba sabahı keşkeklik buğday dövülür .Oğlanın arkadaşları toplanır türküler söyleyerek buğdayı döverlerdi. Öğleden sonra gençler harman yerinde nişan atarlardı. Hedefi vuranlara ödül olarak çevre, yazma, verilirdi. Zengin aileler güreş düzenlerler. Kazananlara ödül olarak koyun verirlerdi. Çarşamba akşamı köy veya mahalle meydanına üç sopa çakılır. Üstüne saç konur. Burada çıralı odunlar yakılır. Buna maşalı denir. Gençler bu ateş etrafında oynar, çeşitli eğlenceler düzenlerlerdi. Bunlar: Kız kaçırma, köçek oynatma, bazı hayvan taklitleri yapılırdı.
Oğlan evinde Perşembe sabahı keşkek yapılır, yenir. Oğlanın komşu ve akrabalarının yeni gelinleri ve genç kadınları güzel giysilerini giyer. Kocalarının hazırladıkları süslü atlara binerler. Bu kadınlara yenge denir. Yengelerin atları çocuklar tarafından para ile kesilir .Hazırlıklar tamamlanınca oğlanın eşyaları bir deveye sarılır. Girit oynanır. Oyun sonunda, öte-de gençler, davulcular, yengeler, yüklü ve yüksüz develer gelin almaya gidilir. Kız evinde oyun ve eğlenceden sonra gelin ata bindirilir. Gelin ata binerken anası ve babası para ile şeker atar. Bu bereket ve mutluluk içindir. Gelin eve getirilir.
Oğlan evi gelin almaya gidince, oğlan sağdıcıyla bir evde kalır. Hazırlanır beklerlerdi. Gelin gelince oğlanın arkadaşları ev, ev dolaşarak damadı ararlardı. Damadı bularak ödüllendirilirdi. Sonra topluca kahveye gidilir, düğüne katılanlara teşekkür için çay, kahve ikram edilir. Akşam oğlan evinde komşu ve. akrabalar toplanır, yemek yenir, oğlana öğütler verilir. Dini nikahtan sonra oğlan gerdeğe girer. Cuma günü de gelin bakılır. Oğlan evinde kızlar ve gelinler oynar eğlenir .
Günümüzde Cuma günü başlayan düğün pazar günü sürüyor, artık araçlarla, oğlanın da katıldığı toplulukla gelin getiriliyor. Pazartesi günü gelin bakılıyor. Böylece düğün bitiyor.
Düğünden sonra önce oğlan evi komşu ve akrabaları ile kız evine birkaç gün sonra da kız evi oğlan evini kutlama ve tanışma gezisi yapar. Buna art ön denir. Bundan sonra oğlanın akraba ve komşularına tanışma gezileri yapılır. Bu gezilere gelin gezdirme denir. Akrabalara yapılan gezilerde, düğüne katıldıkları için hediye ile gidilir buna dürü denir.
Kız evinde 5 gece düğün olur. Kadınlar oynar ve eğlenirler. Salı günü oğlan evinden kız evine kadınlar şeker getirirler. Şeker getiren kadınlara kız evi mendil hediye eder. Bu gelenler kız tarafı kadınları ile oynayarak düğünü başlatmış olurlar. Salı akşamı komşu ve akrabalar toplanır oyun ve eğlenirler. Perşembe akşamı kız evi düğünü gelenlere buğday haşlaması verir. Buna tuzlama denir. Cuma akşamı üzüm ile karışık yiyecekler verilir. Bu nedenle ÜZÜM-BEBE akşamı denir. Bu yiyecekler oğlan evinden gelir. Cumartesi akşamı kına yakılır. Kına yakarken şarkı, türkü ve kına havaları söylenir. Çoğu kez hıdrellez günü bir evde komşu kadın ve kızları toplanır. Getirdikleri yüzük gibi kendilerini tanıtan küçük eşyalarını gül çiçekleriyle birlikte bir küpçüğün içine koyarlar. Bu küpçük su ile doldurulur. Günü gelince bahtiyarın açılacağı eşya sahiplerine duyurulur. Herkes küpçüğün bulunduğu evde toplanır. Gülme çeşitli manilerle ve neşe içinde küpçük getirilir. Güzel mani söyleyen kadınlar öne oturur. Küpçükten her eşya çıkışta bir mani söylenir. Bu mani eşya sahibine armağan edilir. Birkaç gün sonra da küpe konan,yüzük, küpe, saç tokası, anahtar ve gül tomurcukları (gül tomurcuklarına bahtiyar denir.) bir el terazisine konarak kendi etrafında hızlıca döndürülür. Bu anda kimin eşyası düşerse o yıl eşya sahibi için uğursuzluk sayılırmış.
Bahtiyarım var olsun İçi dolu gül olsun. Yılda bahtiyar açanın, Muradı hasıl olsun. | Uzamışın sırık gibi, Ekşimişin koruk gibi. Evden eve giderken, Haşlanmışsın tavuk gibi. |
Hey bahtiyar bahtiyar Bahtiyarın vakti var. Bir güzelin çirkine Sarılmaya hakkı var. | Kaleden atladın mı, Şalvarını topladın mı, Oğlan der, kız gel bu yaz. Kız der ki : çatladın mı? |
Not: Günümüzde bahtiyar açma oyunu oynanmamaktadır.
KINA YAKARKEN SÖYLENEN ŞARKI, TÜRKÜ VE KINA HAVALARI
Evlerinin önü çeyiz, Kırdım baktım içi kavuz, Yavuklusu kara yağız. Git gelinim sağlık ile | Bağa gitti geze geze, İnci boncuk dize dize. Kağıt kalem kalmadı, Sana mektup yaza yaza Bal koydum yenir diye. Yürekler yansın diye. |
Sil gözünü yağlık ile Bindim atın incesine, Gider yolun goncasına. Haber verin amcasına. | Kız gelin oluyor,oluyor. Evleri kızsız kalıyor. Desti susuz kalıyor, Anne kızın gelin oluyor |
Git gelinim sağlık ile, Sil gözünü yağlık ile. Evlerinin önü marul, Sular akar harıl, harıl. Vardın gece iyi sarıl | Başında ince oya, Gül Yüzü benzer aya. Sevabı var bakmanın. Güzeli doya doya. |
Yağmura kurdum salıncak, Eyüpten aldım oyuncak Şimdi baban gelecek, Sakın kırma yavrucak, | Bindim atın goncasına, Düştün yolun incesine. Çağırıverin amcasını, Kız amcasız gelin olmaz |
Hu, hu, hu, Allah, Oğluma uykular ver Allah Oğlum uyusun maşallah, Okumuş olsun inşallah. | Kınayı getir ana. Parmağını batır ana. Bu gece misafirim, Koynunda yatır ana. |
Hu, hu, hu kuşu, Dağda olur çalıkuşu. Çitlembikler yavrusu Mama getir babası ninni | Bahçelerinde maydanoz. Tutam tutam yoldunuz. Denizli’nin kızları. Yeni moda oldunuz. |
Adilem sen naçarsın, İnci, mercan saçarsın. Dünya deniz olunca, Gülüm nereye kaçarsın. | Altından alayım var, Gümüşten kalayım var. Yola giden yolcular, Eminem’e selamım var. |
Atla durdu gitmiyor. Arpası yetmiyor? Yardan medet diledim. Yar merhamet etmiyor. | Benim gönlüm pek ince, Ölürüm görmeyince, Uçan kuşla haber sal. İleyim halin nice. |
Bahçemde kuyu var. Zemzem gibi suyu var. Hiç kapıdan gitmiyor. Biraz aptal huyu var. | Patlıcanı haşladım, Doldurmaya başladım. Sen aklıma gelince, Ağlamaya başladım |